Sizde benim gibi bir Temmuz sabahı uyanıp artık gidecek bir okulunuzun olmadığının farkına mı vardınız? Üniversiteyi bitirdiğiniz sene tüm Dünya'da ekonomik kriz mi çıktı? Artık bir yetişkin olduğunuzu kanıtlamak istiyorsunuz ama elinizde ekonomik özgürlüğünüz mü yok?

İşteeee bende aynı sorunlar yaşamaktayım ve bu sorunlara çözüm aramaktayım :)

16 Aralık 2010 Perşembe

Son gunler

Sanirim Sydney yolculugumuzun sonuna geldik Pazar gunu tatile gidiyorum...
7 ay once geldigim bu sehiri yavas yavas terketmeye hazirlaniyorum...

En garibide evden tasinma olayi daha dun gibi hatirliyorum bu evi nasil buldugumu, tasinmak icin ne kadar ugrastigimi... Simdi hepsi bitmek, hepsi anilarda kalmak uzere... Insan hayati ne cabuk geciyor bazen sasirip kaliyorum. Aslinda buraya tam alisamadan geri gidiyorum belkide boylesi daha iyi herseyi tadinda birakmak lazim geldim gordum yasadim agladim guldum simdide terk ediyorum hayatimda hep oldugu gibi gocebe hayatima geri donuyorum. En guzel yanida cok sey ogrendim hayata dair...
Simdi kocamannn oldugumu anliyorum kendi basima dunyanin sonuna geldim simdide gozumu kararttim dunyanin sonunu kesfe cikiyorum tek basima nasil bi cesarettir bendeki ama bu maceraperest huyumu seviyorum ilerde cok isime yariycagini hissediyorum :) Herkesin yapmak isteyipte cesaret edemedigi seyleri yaptigim icin kendimle hep gurur duycam. Allah`a emanet :D Tatilden dondugumde kisa kisa ozetler gecerim herseye dair ama simdilik esyalari toplamam lazim yarin bu evi esyalarim terkedicek, pazar gunude ben bir daha girmemek uzere... Veda edicegim aslinda uzulmuyorum cunku vedalar bana gore degildir her veda yeni bir baslangic benim icin simdide yeni bir hayata yelken acmanin heyecani var uzuntuye yer yok hayatimda...

9 Aralık 2010 Perşembe

Tourrr

Hayatimda yaptigim tum planlar hep bozuldugu halde ben niye inatla plan yapiyorum bilmiyorum....

ama plansizda yasayamiyor insan....

Zor bir durum planlarin alt ust olmasi ozellikle yabanci bir ulkede ve yabanci bir dilde. En kotusu de tek basina olmak belkide. Aldigim bi turun gunun degismesi tum haftadaki turlarin ve kalicak yerin gunlerinin degismesine neden oldu hersey altust oldu demek daha dogru aslinda yep yeni bir tur programi oldu suan karsimda ama isin en guzel yani iletisimmmm

Kime mail attiysam hem cevaplarini aldim karsi tarafin beni anliyor olmasi cok rahatlik verici yabanci olsa bile :) demekki burada olmak beni cok gelistirmis ;D biraz oncede online yardimda chat yaptim bu dahada hosuma gitti cunku stress oldugumda genelde elim ayagim birbirine karisir demekki artik kendimi kontrol edebiliyorum.

Sydneyin belkide en sevdigim yani bu kendimi asmami sagladi :) Yardim sever halka teskler

8 Aralık 2010 Çarşamba

Tatile 10 gun kala

Hersey hazir gunlerin gecmesini bekliyoruz Istanbula donusumude boyle bekliycekmiyim acaba yoksa cabukcak zaman gecip gozumu actigimda Istanbuldaki yatagimda mi olacagim...
Istiyorum artik geri donmek hic boyle olucagini duslemezdim ama kendimle savas vermekten yoruldum biraz tatile ihtiyacim var bir molanin aslinda tam sirasi bakalim su 2 hafta guzel olucak gibi :) ama onun gelmesine bile daha 10 gun var off sanirim guzel birseylerin olmasina acilen ihtiyacim var...
Sila`nin yeni albumunu dinlemeden yasayamaz oldum o ne kadar guzel bir album oyle hayran kaldim buradan kendisini tebrik ediyorum su sikintili son gunlerimin yegane yoldasi oldu...

1 Aralık 2010 Çarşamba

Tatile son 17 gun kala

Bugun itibariyle tatil planim tamamlanmis oldu

19 unda GoldCoast
20 sinde Byron Bay
21 inde Brisbane
22-25 arasi GoldCoast tekrar
25 i Sydney
26 si Melbourne
27 si Grampians Great Escape
28 si Melbourne tekrar
29-30 u Great Ocean Tour
31 i yeni yeni yill ve tabiki Sydney

Bu tatil plani insana daha cok calisma azmi veriyor gezilecek ve yapilacak cok seyler var umarim hersey bekledigim gibi guzel olur buna cok ihtiyacim var ve bunun icin cok calistim :)

18 Kasım 2010 Perşembe

Tatile Son 1 ay

Gold Coasta gitmeme tam 1 ay kaldi cok heyecanliyim aslinda Sydney de fazla bulunmak bunaltiyormus insani cunku rutin hale geliyor pek birsey yapiyorsun birde ustune bir turlu gelmek bilmeyen yaz eklenince iyicee insanin ici daraliyor...

Gold Coasttan sonra Melbourne gidecegim yilbasindan hemen sonra Canberra ya gitmeyi dusunuyorum. Okulu gecen hafta supriz bir sekilde bitti ben bile buna inanamiyorum suan gunduzleri evde olmanin tadini cikartiyorum aksamlari malum is var. Cuma ve Pazar gunleri tatil :)

Suan beni en cok dusunduren 30kg valiz hakki ile 7 kg kabin hakki cunku 8 aydan beri burada olan biri icin donmek hic kolay degil acikcasi bir suru esyayi burada birakmam ragmen hala sigamiyorum. Kargolarin kg basina 10 dolar almalari akillarda kac kg yollayacaksin sorulari getiriyor. Gondereceksen de neleri yollayacaksin dusuncesi insani yiyip bitiriyor. Kitaplarimi ne yapcam halen bilmiyorum internete bakiyorum ama dogru duzgun hic bir bilgi yok bir tane buldum oda Turkiyeye yollamiyormus sansinda boylesi gene en temizi Post Officeten yollamak galiba ama hangilerini....Iste butun mesele bu....

Donucegim dusuncesine hala alisamadim daha gelisim dun gibi geliyorken simdi valizimi donus icin hazirlamak cok garip. Zaman ne cabuk geciyor bazen inanmiyorum. Gelirken valize ne koyucam derdi varken simdi ne koymiycam cilesi basladi. Hava yolu sirketlerini kiniyorum....

Gonul rahatligiyla seyahat edemedikten sonra hic bir tadi kalmiyor ucagin....

27 Ekim 2010 Çarşamba

Sydney Ilkbahar

Ne kadar cok adı Ilkbahar olsada Sydneye uğramıyor ne yazıkki.. Bir sıcak bir yagmurlu neye uğradığını şasırıyor insan... Birçok mevsimi aynı anda yaşıyorsunuz. Sıcak oldumu çok sıcak soğuk oldumu çok soğuk ve yağışlı. Buranın soğugu başka bir soğuk hava hiç 0 a düşmesede donabiliyorsunuz. Plan yapılamıyor çünkü hava çok değişken. Ekimin son günlerini yaşadığım şu günlerde bile güneşe hasret yaşıyorum. Dikkat yağmur yağabilir!

Sydneyde çok güzel gezmek için yerler var bunların başlıcaları tabiki Beachler..Bondi, Manly, Cronalla, Watsons Bay gibi.. Ben Bondi, Manly ve Coogee Beachle yetindim şimdilik hepsi ayrı güzel hepsi ayrı bir tadlar bırakıyor insanda. Köpekbalıkları netler aşıp sahile gelebiliyor burada sürekli uyarılar geliyor ve denizi boşaltmanız isteniyor yoksa helikopterli amcalarla hücüm botları sizi çekip alıyor denizden. Bütün her yere tren var hic bisi bulamazsanız otobüs var ama hepsi gece sona eriyor. Araba kiralamak ucuz tercih edilebilir ama yolların tersligi göz önüne alınmalı her zaman sağ taraftakine öncelik vee tabiki sağ şerit hiz seridi.

Trenle 2-5 saat arası gidilecek güzel yerlerde var bunların başında Nelsons Bay, Port Stephens, Nan Tien Temple, Palm Beach başlıcaları. 

Opera House girmek paralı herşeyde olduğu gibi. Harbour Bridge üzerinde yürümek 200 dolar civarı. Erkenden bilet almak çok önemli Sydneyde yoksa herşey çok pahalı.

Ben dün Aralık 19 u da gideceğim Gold Coast, Brisbane, Byron Bay biletimi aldım. Gezi 1 hafta sürecek 25 Aralıkta Sydneye geri dönücem. Dorm room kiraladım. Aquarius Backpackers  gunlugu 35 dolara x-mas zamanı için en ucuz yer. Tabiki Gold Coast gidip Sea World, Movie World ve Wet N Wild görmeden dönmek olmaz. Şuan kampanya Nisana kadar 3 yere sınırsız giris 100 dolar. Bakalım beni orada neler bekliyor olucak.

Ondan sonra sırada Canberaa ve Melbourne olucak. Tatil planları hazır tek kalan geriye gün saymak. 

Bugun Pre Halloween vardı okulda ve ben tabiki Vampirdim :) Gerçeği Pazar günü 31th October 2010 bakalım nasıl olucak yurtdisindaki ilk Halloween im. 

"Trick or treat?" Happy Halloween :)

10 Eylül 2010 Cuma

Sydney

Biliyorum blogumu çok ihmal ettim ama yapcak o kadar çok şey varki....Blog yazmaya vaktim kalmıyor.


Ramazan başlamış hatta bitmiş bile çoktan bayram ayrı bir buruk...Gurbet ellerde tek başına geçilen bir bayram en zoruymuş. En yakın zamanda Sydney ve maceralarim hakkinda uzun ve detayli bilgilendirme yapicam sizleri zaten ne zamandir istiyordunuz. Nasil gelindiği hakkında bilgilendirme yapmıştım ama asıl önemli olan geldikten sonraki süreçmiş. Hayat hiçbir yerde olmadığı gibi buradada toz pembe değil ama insan inandığı şeyler uğruna müthiş hatalar yapmaz mı? Eğer birgün Sydney'e gelmeye karar verirseniz, ekonomi nasıl yapılır adlı makaleler okumaya başlamalısınız, çünkü burada paranın hiç bir değeri olmadığını, yaşayarak çok kötü birşekilde öğreniyorsunuz. İngilizcenizin süper olmasına gerek yok nede olsa Avustralya'da yaşayan insanların büyük bir kısmı göçmen :) City tamamen Asyalılara ait gibi birşey. North kısımda Avustralyalıları bulmak mümkün. Bondi taraflari Latinlerce benimsenmiş durumda. Kendinizi nerede rahat hissediyorsanız orada olun :) Ben City'de olmaktan memnunum; heryere yakınlığı, ulaşım özgürlüğü, tren kaçtı veya otobüs en son kaçta var gibi cümleleri kurmamak için ideal. Tabiki maliyet açısından da önemli bir faktör çünkü toplu taşıma araçları biraz tuzlu. Bugünlük benden bu kadar...

Daha detayli konularda görüşmek üzere :)

12 Ağustos 2010 Perşembe

Sydneyde,,,

Yeni bir hayat amaciyla gelmistim ve sanirim yeni hayatimla coktan bulustum :) Herseyiyle bambaska bir sehir Sydney...Alismak zaman alsada sanirim en zorlu kisimlari atlattigimi dusunuyorum..Okula git.. Is bul..Eve alis...Simdi cogu sey yerine oturdu...Zor olsada insan herseye alisiyormus bunu gordum...Uzaktan bakildigi kadar kolay olmadigini yasayarak anladim...Ev bulmasi ayri bir dertmis..Is bulmasi ayri bir dert..Bu kadar yol aldiktan sonra geri donmek cok zor olucak gibi hala bi kenarda valizlerim hazir dursada...Ben burada olmaktan mutluyummmm...Ramazan basladi...12 saat sursede sanirim hayatimin en zor ramazani oldu...Tek basina gecirilen bir ramazan...Sanirim insan bu sekilde olgunlasiyor :)

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Sydney

Welcome Upside Down World

Sydney is a great place but you  should decide before coming here. Because wheather is awful at winter.  Rain lasts all week, which is raining like cats and dogs. If you want to come  to Sydney in summer time. Ozzy people like BBQ parties and doing sports, you can see muscle men in streets. I think, Sydney is  very expensive city unless if you are not working. Rents start at $150 per a week. Transportation is also expensive, but if you buy multitravel card, which can be used on train, ferries and buses, the price of it is $160 per month. By the way you can enjoy and relax with views of Harbour Brigde & Opera House or you can have coffee sitting at the Darling Harbour. At night, especially on fridays, you can see festivals and firework shows. If you want to go to the cinema, you can choose Imax which has the largest screen in the world and the price of the ticket are $27 for adult and  $23 for student.

At the end, Sydney is a city worth seeing!!!

25 Mayıs 2010 Salı

Sydney'de 1 ay bıterken

Zaman burada daha cabuk gecıyormus onu hıssettım sımdıden 1 ay olmus bıleee ınanılacak gıbı degıl...Okul acıldı ve 1 hafta gecmeden saglık kartımı aldım ama gıttıgım doktorlar benden 25 dolar ıstıyor. Devlet hastanesı bulmalıyım acılen :) onun dısında son ıkı hafftadır sınemaya gıdıorum cok degısık bır duygu cunku fılm arası yok ayrıca sınema bıletlerı cok pahalı herseyde oldugu gıbı :D Alt yazı arar oluyor ınsanın gozu daha anlama kapasıtem %60 larda gıderek yukselmesını umuyorum :D Elm Sokagını mavhettıklerı ıcın fılmın yonetmenını kınıyorummmm onun dısında Iron Man 2 guzeldı ama bu Sydney'de kesınlıkle fılme yas sınırı konulmalı Fredy'e 7 yas altı cocuklar ızlıyordu bugunde Iron Man'ı daha emzıklı yasını almamıs bebek ızlıyordu... Turkıye'de bıle buna ızın vermezlerdı... Ayrıca Istanbul'un yemeklerını ozledım en cok cunku cok fazla yemek kulturum gelıskın degıl... Onun dısında oturup bır tavla oynamak ıcın bır kafe olmamasınıda sıddetle kınıyorummm onun dısında burada olmak cok guzel bır duygu...Bu hafta ıcınde Da Vıncı muzesı gelmıs ona gıtmeyı planlıyorum bakalım ne zaman?
Pazartesı gunu artık kızlarla sınema gunumuz olcak cunku ogrencılere ındırımın yapıldıgı tek gun o :D

16 Mayıs 2010 Pazar

Okula saatler kala

Aslında Sydneye alıştım denebilir. Yeni evdende mutlu ve huzurluyum... Yarın buyuk gun... Okul acılıyor ve ben yenı yenıden okullu olacagım. Bir daha okullu olacağı aslında hiç düşünmüyordum. Kısmet demekki ;) hemde Sydney'de öğrenci olmakta varmış..Yarın placement sınavına gireceğim bakalım beni neler bekliyor :)

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Yeni ev yeni hayat

Yolda bir sürü ilan göreceksiniz ben birini arayıp sans eseri bir ev buldum gayet guzel. Havuzu gym olan resıdant tarzı bır ev. Ev kalabalık olsada odada 2 kısıyız ve kendımıze aıt bır banyomuz var. Oda arkadasım Slovak bir kız. Diğerleri Cinli :) Zaten Sydney ufak bir Çin.. Kendi adlarıyla anılan bir mahallesi bile var ve şehrin tam göbeğinde... 1 hafta içinde bu ikinci evim bakalım burada ne maceralar beklıyor beni. Pazartesi okulum açılıyor asıl olaylar ozmn başlıyor. Bu evin en güzel yanı 33 cu katta şehrin tam göbeğinde okyanusa karşı gün batımını izlemek. Tabiki hiç Türkçe konuşamamak biraz kötü ama onada alışmak için buradayım :)

6 Mayıs 2010 Perşembe

Sydney'li günler

Sydney'e geleli neredeyse 4 gün oldu ve hareket hiç durmadan devam ediyor...

Uçaktan indiğimde Ceyhun'la Mertim beni karşıladılar. Arabayla evin yolunu tuttuk. Midem aşırı bulanıyordu. Eve vardığımızda bizi Melodi karşıladı evi gezdim ve hemen yatağa yattım... Eşyalarıma hiç dokunmadan...

3 Mayıs 2010...

Sabah erken uyanıp bankaya gidip hesap açtırdım. Commonwealth'ten. China Town'a indim elimdeki doları bozdurdum. Burada öğrendimki bankalarda para bozdurulmuyormuş komisyon alıyorlar. En iyi yer China Town. Sonra 3 operatör gezip vodafon'da karar kılarak hem mobil modem hemde telefon hattı aldım bunların hepsi için pasaportunuzun yanında olması gerekiyor. Sydney çok pahalı bir şehir ve hazıra dağ dayanmıyor :)


4 Mayıs 2010...


Ikeaya gittim oda Türkiye'deki gibi saat 10'da açılıyor. Taksi çağırmak için phone boxlar var. Taksiler burada dakka başı hesabıyla çalışıyorlar. km olarak değil. İçki marketlerde satılmıyor. Ayrı yerleri var Beer Wine Spirits. Yüzlerce şarap türü ve yüzlerce meze türü var. Thai mutfağı burada çok tutuluyor aynı zamanda bir çok kebapçı amcada burada mevcut.

5 Mayıs 2010

Sydney'de ilk defaa çok soğuk bir gün geçirdim evden akşama kadar çıkmadım. Hava yağışlı rüzgar ve çok soğuktu. Akşam iş çıkışı Ceyhun gelip beni okuyacağım okula götürdü. İçeri girer girmez ilk duyduğum cümle Türkçeydi. Sınıflarda Only Enlish Zone yazıyor :)
Okulda şöyle bir gezindikten sonra Harbor Bridge altına gittik ben fotoğraf çektim. Dönüşte şehrin içinde İtalyan mahallesine gidip kahve içtik. Buradaki kahveler daha lezzetli. 


6 Mayıs 2010


Sabah 10'da evden çıkıp bankaya gidip internet şifremi aldım. Hava güneşli olmasına rağmen soğuktu ama öğlenden sonra sıcaktan bunaldım. Şehre indim  30 dakka sürüyor benim evimden sehir merkezi otobüsle. China Town'dan başlayarak önce Sydney Tower'a yürüdüm. 50 dolarlık bir kampanyaya denk geldim içinde akvaryum, vahşi park ve kule var. Kule'den çıkıp Darling Harbor'a yürüdüm. Akvaryum'a girdim arkasındanda Vahşi parka. Hepsinin girişinde fotoğrafınızı çekiyorlar 25 dolara çıkışta satıyorlar. Ben almamayı tercih ettim. Bu arada Avustralyalılar çok kibar insanlar, yardımsever ve özür dilemesini çok seven tipler :)


Yolların tersliğine alışmaya başladım. Birde prizlere alışabilsem... Ben Vahşi Park'tan çıktığımda Ebru yanıma geldi beraber Opera House gittik fotoğraf çektirdik, eğlendik, yemek yedik, birazcık alışveriş yaptık Ebru bana indirim mağazalarını öğretti :) sonra otobüse kadar eşlik edip ayrıldık. Eve geldim fotoğrafları face yükledim. Blogumu yazdım ve artık yatıyorum bugün çok yoruldum ama Sydney'i görmek herşeye değer :) Sevgiyle kalın

4 Mayıs 2010 Salı

Sydney'e Gidiş

19.30'daki uçağım için evden 16.00'da çıktık. Veda etmeye Sevil, Gökhan, Pınar, Fatih, Eda, Esma, Ozhan ve Çiğdem geldi son gün. Araba'da ben, annem, abim ve Esma vardık, 1 Mayıs nedeniyle yollar pek bir boştu. 17.00 gibi havaalanındaydık. İçeri girdik Emirates aramaya koyulduk A kısımındaymış oda en sağda oluyor. Valizlerimi verdim 33.5 Kg normal valizim, 15 kg el valizim vardı. 18.30'da öğrendim ki 1 saat önceden gatelerde olunması gerekiyormuş apar topar girdim içeri düzgün bir veda bile edemedim bizimkilere...

Bir yığın güvenlik aşamasından geçtim. Laptopları yanınıza alın problem çıkabılıyor. Birde benim kredi kartım olmadığı için ben o fırsatı kaçırdım ama sizin varsa Pasaport kontrolünden sonra kredi kartınızla bedava yemek yiyip içebiliyormuşsunuz.

Uçağa bindim nitekim... Türk bayrağını son kez görecek olmak beni bıraz burktu ... Hiç Türkçe bir şey duymayacak olmamda...

Emirates'in yemekleri güzel değişik aparatifler veriyor. Dubai'ye gidene kadar sadece kulaklık ve battaniye veriyor. Ist-Dubai arası 4 saat sürüyor ama havaalanı o kadar büyükki uçak durana kadar giriş kapısından çok uzaklaşıyorsun. Ve seni otobüslerle terminalin içine götürüyor 10 dakika filan sürüyor. Hava gece 1'de dahi çok sıcak. Kontrolden geçip merdiven inip asansörle yukarı çıkıyorsun... Ne alıcaksanız Dubia'den alın orası hem dolarla çalışıyor hemde çookkk daha ucuz.... Atatürk'te euro ve çok pahalı...


Anonslar Arapça..İngilizce anons beklemeyin boşuna, ben o hataya düştüm ama allahtan alıcak birseyim olmadığı için doğrudan infoya gittim. Aram 1 saat 35 dakika olarak gözüksede uçağa giriş kapısına gittiğimde Gates closed yazısıyla karşılastım...


Öyle hızlı hareket etmeye çalışmışmışım ki el valizim anahtarı kırılmış... Bu arada diğer valizim direk sidneye gidiyor, aktarmada valizi almıyorsunuz. Allahtan birde onunla uğraşmadım.


Sydney uçağına bindim... Ben şahsen uçakları çok daha büyük bekliyordum ama normaldi. koridordan tek kişilikti. Tuvaletleri güzel, temiz ve genişti. Yemekleri daha kötüydü aç kaldım... Ama daha çok alternatif var müzik ve film açısından 14 saatlik yol için belkide... Uçakta bir set veriyorlar; içerisinde uyku gözlüğü, diş fırçası ve macunu ve çorap. 


20 saate yakın uçtum... Indiğimde hiç uyumadığımı fark ettim. 34 bin feet'i gördüm. Güneş doğarken simsiyahlıkların ortasında gökkuşağı gibi renklerin dans edişi muhteşemdi.
Uçaktan inerken bir form veriyorlar eğer eksik ve yanlış doldurursanız cezasını ödersiniz. Taze meyve, süt ürünleri, tahtayla ilgili aletler ve heykeller yasak. Benim elimdeki peynirlere el koydular. Türkiye yasaklı ülkeler arasında hala. Hastalık taşıma ihtimali olduğu için. 
Pazar günü akşam 10'da Freeshoplar kapalı havalanının dışındaki exchange açık sadece.


Böylelikle Sydney'e yorucu ve atraksiyonlu bir giriş yaptım... Bakalım başka neler bekliyor beni...








26 Nisan 2010 Pazartesi

Son 4 Gün Kala

Giderek kısıtlı zamanımın olduğunun farkına varıyorum... Artık insanlar ne zaman gideceksin diye soruduklarında bir tarih değil bu cumartesi demeye başladım...

Veda Partyim inanılmaz eğlenceli geçti. Neredeyse hiç oturmadım... Gecenin sonunda Hatice ağladı içim burkuldu... Sanırım çok anlamasamda daha olan bitenin farkında değilim. Uçağa binene kadarda sanırım farkına varamıyacağım...
Heyecan dorukta son geri sayımlar...

20 Nisan 2010 Salı

Son 10 Gün Kala

Gitme tarihi giderek yaklaşıyor gerçekten...
Günden güne az zaman kalıyor inanılır gibi değil.
23 Nisan günü Neşe Dolalımm Çocukluğumuzu yaşayalımm diyerekten bir veda partysi vermeye karar verdim. Saolsun dostlarım beni yalnız bırakmak istemiyorlar. Hep beraberce toplaşıp fasıla gitcez. Gülücez, eğlencez, şarkılar söyleyeceğiz, yiyeceğiz, içeceğiz ve geceyi mutlu noktalıycaz... Gitmeden önce güzel bir anı olarak hatıralarımızda kalıcak.. Bol bol fotograf çektirip o gece ölümsüzleştircez...

Onun dışında annem perşembe günü İzmir'e gidiyor. Oğuz'da Çeşme'ye bende arkadaşlarımla İstanbul'u kazan biz kepçe şeklinde olucaz :)

16 Nisan 2010 Cuma

Son 13

Heyecanlıyımmm daha yolun başındayımmm...

Gitme zamanı yaklaşıyor, zaman farketmeden uçup gidiyor... Yapılacak çok şey varmış gibi duruyor... 

Yeni hayat, yeni iş, yeni insanlar ve belkide yepyeni bir ben artık yeni bir başlangıç zamanı... Hayata yeni tadlar katmanın zamanı... Çok şey beklemiyorum geleceğe dair sadece gördüğüm günden daha kötü olmasın yeter... Hayatımın her dönemini yeni başlangıçlarla geçirdim, yeni insanlar gördüm, yeni şehirlerde yaşadım, yeni okullara gittim. Yenilerle hiç bir zaman için problem yaşamadım. Sanırım yenilik benim hayatımın bir parçası... Şimdiye kadar bir sıkıntı  duymadım... Geçmişimi özlemedim, ayrıldığım yerleri aramadım umarım bundan sonraki yeniliklerimdede bu ıstikrarı devam etmek isterim. 11 değişik okul, 4 farklı şehir gezdim... Ama tek farkı yurtdışına hiç gitmedim... Bu deneyimi genç yaşta yapmanın huzuru var aslında bende hala umutlarım heyecanım ve enerjim varken... Düzen kurduktan sonra bozulması bana göre değil umarım bu sefer bir dikiş tutturum.....

Hayal edebildiği kadar varmış ya insan bende hayal etmekten asla vazgeçmek istemem....

11 Nisan 2010 Pazar

Geriye sayım...

Günler giderek azalırken sanki benim yapacak işim çoğalıyor... Bugün yemek kitabımı yurtdışına götüremeyeceğim için bilgisayara kaydetmeye başladım tabiki sizinlede paylaşıcam. Annem'in tariflerinden inciler ilk 22.03.2001'de yazmaya başlamışım defteri. Perşembe günü saat 17:30'da İzmir'de :)

Dün anneme bilgisayarı nasıl kullanacağını öğrettim. Yokluğumda bizimle kolay iletişim kurması için. İnternete nasıl girileceğini gösterdim. Hatta facebook bile açtım fotoğraflarımızı görmek isterse diye... Artık bilgisayarı kullanmayı öğrendiğine göre televizyondan vazgecip internet bağımlısı olur diye korkuyorum :) Gelelim tariflere...

Hindi Etli Su Böreği

Malzemeler:
-1 paket hindi but kuşbaşı
-1 kg. Un
-250 gr tereyağı
-2 su bardağı rendelenmiş taze kaşar
-1 su bardağı süt
-1 su bardağı mısır nişastası
-1 kahve fincanı sıvı yağı
-10 adet yumurta
-1 demet maydanoz
-2 adet domates 4-5 adet soğan
-tuz ve karabiber.

Hazırlanışı:
Unu havuz şekilinde açıp içine ymurta,tuz, sıvı yağ ile yoğurarak hamur haline getirin. Haöuru 12 pazıya bölüp üzerine bastırarark bir süre dinlendirin. Bu esnada hindi but kuşbaşlarını mutfak robotunda kıyma haline getirip soğan ve sivri biberlerle kavurun. Harca tuz ve karabiber ilave ettikten sonra süzgeç içinde dinlendirmeye alın. Beklettiğiniz pazıları mısır nişastasıyla yufka şeklinde açın. Hazırladığınız yufkaları bekletmeden kaynar suda bir taşım tutup soğuk suya çıkartın. Soğuttugunuz yufkaları bir süzgeçte bekletip suyunu tamamen atmasını sağlayın. Tereyağı ve sütü bir taşım kaynatıp oda ısısına getirin. Yaklaşık 40 cm. Çapında yuvarlak veya benzeri ölçülerdeki tepsiyi yağlayıp bir kat yufkayı yerleştirip hazırladığınız yağı üzerine serpin. 2. Katı ilave edip hazırladğınız hindili harcı, kıyılmış maydanoz ve kaşar peyniri ara ara şerpiştirip tereyağını ilave edin. Bu işlemi son kata kadar tekrarlayıp 180 derece fırında alt üst ederek pişirin.

10 Nisan 2010 Cumartesi

Son 20 Gün Kala

Yapacak çok şey var ama ben nedense yapamıyorum. Aslında yapıyorum ama sanki azalacağına çoğalıyor işler...

Belkide o yüzden yorgunum bir gram işim azalmadı. Daha doktorlarıma gitcem, diş kontrolu geldi, Sidney'de doktorlar ve dişler çok pahalıymış, gitmeden bi görünmenin zararı olmaz :D

Referans mektuplarımı aldım, sıra onları cv ime eklemek kaldı. Valizi güzelce bir yerleştirip tartmam lazım aslında ama üşengeçlik devam ediyor ne yazıkki. Daha gidip sabıka kaydı ve vukuatlı nufus örneği alıcam yanımda kalsın yurtdışında isterler belki sıkıntı olmasın sonra...

En önemli hususa geldik yurtdışına çıkış parası varmış gidip daha onu yatırmam lazım...
24 Nisan 2010'da Veda Gecesi yapıcam bakalımmm nasıl olucak :)


4 Nisan 2010 Pazar

Son 25 Gün Kala...

Zaman çok çabuk geçip gidiyor... Ve beklenen gün giderek yaklaşırken heyecan doruklarına ulaşıyor. Sanırım Sidney'e adımımı atmadan gittiğime inanamayacağım...

En son sağlık raporundan bahsetmişim. Sağlık raporu onaylandığında okul için ödeme yapmanız gerekiyor. CommonWealth bankasına havale yaptım.  Okul ödemenizde onaylanırsa en geç 1 hafta sonra pasaportunuzu yolluyorlar... Artık yolculuğa hazırlanma zamanı geldi... Arkadaşlarla bol vakit geçirmeler, bol bol fotoğraflar çektirmeler " her ne kadar çekmeee artık" deseler bile usanmadan her anı kaydetmeceler :) 

Yarın kendime gidip bir defter alıcam oradaki anıları dakikası dakikasına yazabilmek için. Tabiki daha sonra burada da yayınlayacağım ama anı yaşamak önemli :)

Bugünlükte bu kadar heyecanlı kalın :D

1 Nisan 2010 Perşembe

Gitmeye 28 Gün Kala

Dile kolay 28 gün...

Oysaki aylar vardı... Şimdi yumurta bir bakıma kapıya dayandıı :D Heyecan dorukta... Arkadaşlarla bol bol vakit geçirmeler sıklaştı... Özleyeceğimm hepsinii... Ama yeni hayatım beni bekler...

Bavullarımı aldım... Sınırı geçmemek için büyük çabalar içerisindeyim, bakalım sonucu nasıl olacak. Dolabım bir bakıma bahar temizliği içerisinde, götüreceklerimi ayırdım, burada bırakcaklarımı bıraktım, hiç giymeyeceklerimi yardıma muhtaç insanlara yolladım. Geriye kalan ıvızırlarımı son 10 güne saklıyorum. Bahar temizliğinin 2. partı asıl o zaman başlayacak. Herşeyimi götürmek istiyorum ama aynı zamanda hiçbirşey götürmek istemiyorum bu kararsızlıklar içinde sonunda bir çok şeyi başkalarına hiybe edeceğim gibi...

Okuldan referans mektuplarımı bekliyorum onları alırsam büyük bir yük kalkacak üzerimden. Ali Atıf Bir, Hande Birsel ve Matilde Wol Gokay'dan.

Şimdilik heyecanımdan başka birşey iletemeyeceğim...

İlerki aşamalarda görüşmek üzere...

28 Mart 2010 Pazar

Son 1 Ay Kala...

Bugün büyük derbi vardı. Fenerbahçe-Galatasayar arasında... Tabiki FenerBahçem aldı bu maçıda 1-0 bitti. Şampiyonluğa bir adım daha yaklaştık denilebilir. Üzüntüm bu seneki şampiyon alayında olamıyacağım ama benim yerime Edd'i görevlendirdim, benim yerime o eğlencek.


Gelelim son zamanlarımızaaa...

Bol bol arkadaşlarımıza zaman ayırıyorum, sinema, kahve keyifleri yapıyorum. Annemle beraber yemek yemeceleri unutmamak gerek :)
Listeleri yaptım çoktan; 3 adet. 1. Yapılacaklar, 2. Götürülecekler, 3. Alınacaklar.
Zor bir seçim ilerki günlerde beni bekliyor gibi. Herşeyi önceden planlıyor olsanda elbet unuttuğun birşeyler oluyor.


Pasaportumun gelmesi an meselesi. Emirates'ten uçak biletimide aldım. 1 Mayıs'ta yolculuk. Yarın valiz almaya gidicez annemle... 30 kilo doldur doldurabildiğini...Çok şey götürüyor olabilirim ama dönerken onları getirmeyi planlamıyorummm.


Bugün Vodafon hat aldım. Yurtdışında en ucuzu Vodafon olduğu için. Diğer arkadaşlarım Türkcell mağduru oldular. Meğersem dolaşım ücreti yüzünden konuşmasanda feci kabarık bir fatura geliyormuş. Siz siz olun götürcekseniz ön ödemeli bir hat götürün yanınızda sonradan kötü süprizlerle karşılaşmayın...


Tabi en önemli hususlardan bir tanesi ise kalıcak yeri önceden ayarlamayı unutmayın. Uçaktan indikten sonra başınızı sokup dinlenmek isteyeceksinizdir. 2-3 hafta önceden evlere bakın ayırttın ama o evin ilanının gerçek olduğuna emin olun yoksa çok mağdur duruma düşebilirsiniz. Zira öyle aldatmacalar çok yaygın. Sözleşme diyorlar kapora istiyorlar, ön ödemeyi yapıyorsunuz, bir geliyorsunuzki ne ev var ne para...


Bugünlük benden bu kadar sıcak gelişmelerle görüşmek üzere...

12 Mart 2010 Cuma

Avustralya

Okul bitti ve yeni hayatım başlayalı 9 ay oldu. Bunca zaman sürekli yurtdışına gitmek için uğraşıp durdum. Farklı amaçlarla bir çok ülke hakkında bilgiler toplayıp, araştırmalar yaptım. En kötü ihtimalle interrail yaparım düşüncesiyle kendime bir rota belirleyip, gitmek istediğim tüm ülkeler hakkında derin ve çok önemli bilgiler edindim. 

Ama şuan ki bulunduğum nokta başlangıcımdan çok uzakta... Avustralya...

Adını hep dizilerde, filmlerde duyduğum bir ülkeydi. Dunya'nın sonuydu benim için. Saat ile mevsimlerin farkıyla hep merak uyandırmıştı bende.  Üniversite hayatımın bitiş sunumunda Avustralya'da Campain Palace Reklam Ajansı'nın sunumu verildi. Araştırma yaparken daha fotoğraflarıyla başlayan hayranlığım, reklam ajansının yaptığı işleri görünce ikiye katlandı. Kendi kendime hep sorduğum ama hiç bir zaman yanıtını bulamadığım sorunun cevabı artık karşımdaydı. 10 yıl sonra kendini nerde görmek istiyorsun? Ben şahsım adına artık Sidney'de olmak istiyorum ve o reklam ajansında art directör olduğumun hayallerini kuruyorum. Artık hayattan bir beklentim, bir isteğim uğrunda çalışacağım bir hedefim olmuş oldu böylelikle.

Hemen internette girip Avustralya hakkında detaylı bir ön araştırma yaptım. Gerekli olan belgeleri hazırladım ve Dil kursu aramaya başladım.

Osmanbey'de bir firma buldum. Real Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı firması  www.auegitim.com . Sema Hanım bana daha detaylı bilgiler verdi. Öncelikle Pasaportumun scan edip maille yolladım. Gerekli olan belgeler; En az bir yıl geçerli pasaport, 4 tane yeni çekilmiş fotoğraf, Nüfus Cüzdanı ve fotokopisi, Vukuatlı Nüfus örneği, Sabıka Kaydı, Varsa Evlenme Cüzdanı, Askerlik tecil /terhis belgesi, Diploma ve Transcriptler, En az 3 ay önce bankaya yatmış para, 10 ay dil eğitim vizesi için en az 35.000TL (okul -yemek- barınma için), Sponsorunuzun tahaahütnamesi, 3 aylık maaş bordrosu. Bunların dışında 85TL Tercüme parası var. Vize parasıda 756 TL. Unutmaması gereken en önemli husus; konsolosluk vize parasını geri ödemiyor.


Sonra 6 hafta kadar bir bekleyiş başlıyor. Sanşlıysanız ve belgelerinizde sorun yoksa daha erkende cevap geliyor. Sizden Amerikan Hastenesinden alacağınız sağlık raporunuz için gerekli evrakları yolluyorlar. Bunun ücreti 180 TL. Sağlık kontrolunde; Kan ve idrar tahlilleri, görme testi, boy ve kilo ölçümü yapılıyor. Sonra uzman bir doktor size sorular sormaya başlıyor. Sigara, alkol, uyuşturucu, aileden gelen hastalıklar gibi arkasından sizi muayne edip akciğer rontgeni çektirmeye yolluyor. Rontgen çekiminden sonra sağlık işleriniz hallolmuştur. Sonuçları doğrudan hastane konsolosluğa yolladıkları için gidip sonuçları almanıza gerek kalmıyor.


Eğer onlardada bir sorun çıkmazsa; okul taksitlerinizi ödemenin zamanı gelmiştir. Aud para biriminden okul paranızı yatırıp makbuzu ya elden firmanıza teslim ediyorsunuz yada faxla. Firmanızda ödendi makbuzunu konsolosluğa yolluyor. Veeee beklenen an onay gelirse pasaportunuzu size postayla yolluyorlar. Geriye kalan adımlar için biraz beklemeniz gerekiyor çünkü daha o adımları yaşamaya geçmedim :D Hep beraber bekleyip neler olacağını görelim.


Siz herşeyden önce sizin gitmenize uygun bir tarih belirleyip, mesela vizeye başvurduğunuzdan 3 ay sonrasına uçak bileti ayırtmayı ihmal etmeyin. Ne kadar erken alınırsa biletler o kadar ucuz oluyor. Rezervasyon tarihleri zaten sizin vizeniz onaylandıktan sonraki bir tarihe kadar geçerli olacağı için son dakka bilet derdine düşmenize gerek kalmayacak hemde daha ucuza gelmiş olucak. Şayet vize onaylanmazsada zaten ayırtmış olduğunuz biletiniz rezarvasyon tarihi geldiğinde hala kesilmemişse otomatik olarak iptal edilmiş olucak. Emirates 30kg bavul sınırı varken diğer havayollarında 20 kg hakkınız olduğunu unutmayın. Dubai' de transit geçiş yapacaklar için ise Türkiye Vatandaşı iseniz vize istemiyorlar haberiniz olsun.


Tekrar görüşünceye kadar bol heyecanlı günler dilerim :)

1 Mart 2010 Pazartesi

İspanya

İspanya deyince hemen akla gelen geleneksel boğa güreşleridir. Boga güresine gitmek
için en az iki gün önceden biletlerinizi almalisiniz. Genellikle yapilan müsabakaya göre degisen bilet ücretleri 1000 - 6 000 Pesata arasi degismektedir. 3 yasin altindaki Novillada denilen bogalarin güresleri her zaman 1000 pesetanin altindadir. Arenaya girmeden önce Matador'lara firlatmak üzere çiçek almayi unutmayin;Söylememize gerek yok belki de ama İspanya 'da en popüler renk kirmizi ve siyah'tir. Sagrada Familia ve Katalan Hükümet Konagi'nın yer aldığı bulvarda her Pazar aksami, renkli, eglenceli ve dostça bir ortamda Sardana dansçilarini seyredebilir veya onlara eslik edebilirsiniz.Banka ve Dükkanların Açık Olduğu Saatler:
Bankalar: Hafta içi her gün 08:30 - 13:30
ATM makineler bütün şehirlerde mevcuttur.
Müzeler: Hafta içi bir gün dışında (Genelde Pazartesi) saat
10:00-13:00 / 16:00-19:00.
Dükkanlar: Hafta içi 10:00-20:00.
Voltaj Düzeyi: 220 Volt.
KDV:
Restoran ve Oteller: %7 vergi vardır. Fakat bu her zaman ücrete dahildir .
Alışveriş: %6 vergi vardır. Lüks eşyalarda bu oran artmaktadır.
Ancak büyük mağazalarda turistler tek seferde bir mağazadan 15.000 pesetanın üstünde alışveriş yaparlarsa vergi iadesi alma hakkına sahip olunur. Bunun için mağazadan alacağınız makbuzu dönerken İspanya'daki havalimanında tax-free officer' a onaylatmak gerekir.
Küçük meblağlar hemen alanda ödenebildiği gibi bu vergi iadeleri kredi kartlarınıza bir süre sonra işlenir veya adresinize bir çek yollanır.
Bahşiş: Restoranlarda ve otellerde kanunen bahşişi faturaya eklemek yasak da olsa genellikle bahşiş ücretin içinde gözükür. Buna karşın %10 gibi bir bahşiş bırakmanızı öneririz. Publar ve taksilerde % 5-l0'luk bir Bahsis yeterlidir.
İspanyollar yemeyi içmeyi o kadar seviyorlar ki günde iki kez kahvaltı ediyorlar. Bir Akdeniz ülkesi olan İspanya'nın mutfağında doğal olarak kahvaltıda kızarmış ekmek üzerine zentinyağı tüketiliyor. Ardından saat 10-11 gibi yapılan ikinci kahvaltıda ise meyve suyu veya kahve yanında sosisli, peynirli sandviçlerle, tortilla a la espanola denilen patatesli omlet yemeyi tercih ediyorlar. Dolayısıyla öğlen yemeğine biraz daha geç saat 14-16 arası gibi sıra geliyor. Akşam yemeklerini ise saat 22 gibi Tapas adı barlarda yemeyi tercih ediyorlar.

Katalan mutfağında tipik zeytinyağı, tatlı ve ekşi bir arada kullanılıyor. Bir restorana gittiğinizde önce masanıza pa'am tomaquet- üzerine taze domates ezmesi sürülmüş ekmek ikram ediyorlar. Masada daima çeşni olarak romesco- domates ve acı biberle hazırlanan acı bir sos ve el allioli- zeytinyağı ve sarmısağın ezilmesiyle yapılan özel bir sos bulmanız mümkün. Size Barcelona'da çok rağbet gören bir tür pilav olan paella yemenizi de tavsiye ediyoruz. Salata yemeyi arzu ederseniz amanida mutlaka denenmeli. Ayrıca güveç yemeyi sevenler için de cocida con judias blancas, öneriyoruz.

İspanyol usulü patatesli omlet. Yanında kızarmış yeşil biber, çıtır ekmek dilimlerinin üstünde somon balıkları ve karides. İçki olarak köpüklü bira ya da beyaz şarap tavsiye ederiz. İşte gerçek bir ziyafet.
Barcelona'da nereye gitmeli, ne yapmalı diye düşünmeyin. flamenko müziği eşliğinde eğlencenin doruklarına ulaşabilir, muhteşem geceler geçirebilirsiniz. İşte size birkaç alternatif: flamenko, Undergorund Clubs,...

Gece Barcelona'da gündüz olduğundan çok daha fazla insan görürsünüz. Çünkü İspanyollar gece hayatını çok seviyor. Genellikle arkadaş gruplarıyla ve oldukça geç saatlerde dışarı çıkmayı seviyorlar.
 
BAŞKENT: MADRİD
Başkent Madrid size tam anlamıyla görsel bir şölen yaşatacak olan bir şehirdir. Yapıları, müzeleri, katedralleri ile her zaman ilgi odağı olan bir şehridir.
Almudena Katedrali: Neogotik tarzda inşa edilen bu kilise, şehrin kurucusuna adanmış dinsel bir yapıdır.
Prado Museum: 18. yüzyılda yapılmış olan bu müzede, 7000 adet eser sergilenmektedir.
Palacio Real: 1734'de inşa edilen bu yapı, İspanyol krallarının konutu olarak kullanıldı. En önemli özelliği ise el yazması ve antika kitaplardan oluşan bir kütüphaneye sahip olmasıdır.
Plaza de Cibeles: Tanrıça Kibele'ye adanmış olan bu meydanın ortasında çok güzel bir çeşme yer alıyor.
Plaza de la Indipendencia: 0rijinal duvarları ile bugüne kadar kalan iki kapıdan biridir. Savaşçı meleklerle süslü kemeri, Madrid'in simgelerinden biri olmuştur.
Puerta del Sol: Madridlilerin buluşma merkezi sayılan bu yerde ayrıca, Osoy el Madrono'nun heykeli bulunuyor.
Askeri Müze, Boğa Güreşi Müzesi, Cason del Buen Retiro, Belediye Müzesi gibi müzeleri görülmeye değer diğer yapılar arasında yer alıyor.
Prado Ulusal Müzesi: Dünyanın en zengin sanat yapıtları koleksiyonuna sahip bu müze, 3.000'i aşkın yapıtı içinde barındırıyor.
Picasso Müzesi: 1881 yılında Malaga'da doğan Picasso 1985-1900 yıllarında Barselona'da yaşamıştır. 2.500 den fazla eseri ulusal müzede, sergilenmektedir.
ŞEHİR: BARSELONA
Tarihi binaları, geometrik şekillere sahip olan yapıları ve heykelleri ile Barselona, Avrupa kentlerinden ayıran bir çok özelliğe sahiptir. Picasso, Miro, Dali ve Gaudi gibi sanatçıların yıllarca burada yaşamış olması ve yaratıcılıklarını burada ortaya koymaları sonucunda, ortaya böyle bir sanat merkezi çıkmıştır.
Ama Barselona'yı bu ihtişama kavuşturan Dali ya da Picasso değildir. Kent tüm güzelliğini ünlü mimar Antoni Gaudi'ye borçludur. Passeig de Gracia Caddesinin aşağısında bulunan La Pedrera apartmanı ve Avrupa'nın en güzel parklarından olan "Güell Parkı" ve "Casa Battlo" binası Barselona’da ki güzelliklerden sadece birkaçıdır.
Katedraller arasında en ünlü olanı ise; şarkılara konu olan La Sagrada Familia (Kutsal Aile) Katedralidir.
Las Ramblas sokağı: Limandan sadece bir kilometre uzakta bu sokak için Barselona’nın kalbi denebilir. Bir çok müze, alışveriş mekanı, kafeler, restoranlar yani kısaca hem yeni yerler keşfedebileceğiniz, hem alışveriş yapabileceğiniz, hem de bir kahve molası verebileceğiniz çok güzel bir yer.
Barselona Limanı: Bu limana binlerce geminin uğraması nedeni ile dünyaya açılan bir köprü gibi düşünülür. Dünyaya açılan bu köprünün hemen yanında bulunan, Christopher Columbus Heykeli'de tüm ihtişamı ile sizi beklemektedir.
ŞEHİR: SEVİLLA
Sevilla şehrinin en önemli özelliklerinde bir tanesi bu şehrin tam anlamıyla bir eğlence şehri olmasıdır. Gualdaquiviri nehri üzerinde kurulan köprüyü geçince Çingene mahallesine ulaşılıyor. Bu mahallede eğlence sokaklarda yaşanıyor. Gece hava kararmaya başladığında insanlar sokaklara çıkıp dans etmeye başlıyor. Burada gece hayatı oldukça hızlı, eğlenceli ve doğal olması nedeni ile İspanya’ya gelen ziyaretçilerin ilgisini çeken şehirlerden bir tanesidir.
Flamenko: İspanya’nın yöresel dansı; popüler halk müziği ile çingene ezgilerinin birleşmesinden ortaya çıkan bir müzik, güzel çingene kızlarının hoş kostümleri içinde ayaklarını hafifçe yere vurarak ve el hareketleriyle ortamı ısıtarak yaptıkları bir dans...
Boğa güreşi: M.S 16. yüzyılda Roma İmparatorluğunda başlamıştır. İnanışlara göre matador, öldürdüğü boğanın kanı ile güçlenip, yeniden doğacağına inanılırdı. Şu anda böyle bir inanıştan ziyade, daha çok turistlerin eğlencesi ve kültürel bir faaliyet gibi gözükse de bir eğlence uğruna hayvanların öldürülüyor olması da ayrı bir konu tabii ki! Kırmızı pelerini ile matadorların şovlarını görmek ve çiçek atmak isterseniz. Madrid’de boğa güreşleri "Las Ventas" arenasında yapılıyor. Bir kaç hafta önceden bilet almanız da yarar var!
Gör: Madrid de bulunan müzeleri gör.
Gez: Barselona Las Ramblas Sokağı’nı gez.
Eğlen: Boğa güreşlerini seyrederken eğlen.
Satın al: Matador kostümü satın al.
Hayran kal: Flemenko yapan genç kızlara hayran kal.
İspanya hakkında "minik" bilgiler
*İspanyollar her yılın son 12 saniyesinin her birinde iyi şans getirmesi için bir tek tane üzüm yiyorlar.
*İspanyolca günümüzde en çok kullanılan ikinci dildir.
*Telefon açmak için otel yerine köşe başlarında bulabileceğiniz telefon kulübeleri tercih ederseniz, çok daha uygun fiyat ödersiniz.
*İspanyollar sabah kahvaltısında genellikle çikolatalı churrus ya da patates ve yumurtayla yapılan bir tür poğaça yiyor.
*Ayrıca tüm restoranlarda fiyatlar kapıda belirtilmiştir.
*Solo (sade ekspresso) ve Cortado (sütlü ekspresso) en çok tüketilen kahvelerdir.
*Antonio Banderas, Enrique Iglesias, Penelope Cruz gibi ünlü sanatçıların İspanyol olduğunu biliyor muydunuz.


KDV Durumu : Tek seferde 15.000 pesetanın üstünde alışveriş yapılırsa vergi iadesi alma hakkına sahip olunur. İade mağazadan alacağınız makbuzu dönerken hava alanında tax-free officer'ına onaylatmak gerekir. Küçük meblağlar hemen ödenebildiği gibi kredi kartlarınıza bir süre sonra havale edilebilir veya adresinize bir çek yollanabilir.
 





28 Şubat 2010 Pazar

Italya

Başkenti Roma, Dili İtalyanca, Yüzölçümü Toplam 301.318km, Nüfus 60.045.068,Para birimi Avro"€", Saat dilimi CET (UTC+1) - Yaz CEST (UTC+2), İnternet alan adı .it Telefon kodu +39

İtalya'da iklim özellikleri son derece çeşitlidir ve bölgenin coğrafi özelliğine göre ülkenin büyük bölümünde egemen olan tipik Akdeniz ikliminden büyük farklılıklar gösterebilir. Özellikle kış ayları boyunca yüksek yerler soğuk, yağışlı ve çoğu zaman da karlı olur. Bunun yanında kıyı kesimlerinde ise ılıman kışlar ile ılık ve yağışız yazlar geçirilir. 2005 yılında İtalya'da 34.667.000 otomobil (Her bin kişiye 590 otomobil) ve 4.015.000 yük taşıtı olduğu kayda geçmiştir. Devlete ait olan ancak yine bir özel şirket tarafından yönetilmekte olan demiryolları da 2003 yılında toplam 16.287 kilometre olarak ölçülmüştür. Ülkedeki demiryolu ağının %69'u elektrikli olup demiryollarında toplam 4937 lokomotif ve vagon çalışmaktadır. Ulusal sınırlar içinde kalan akarsu ağı genelinde toplam uzunluğu 1.477 kilometreyi bulan ırmak ve kanallarda ulaşım ve taşımacılık yapılabilmektedir. Ülkede ayrıca 2004 yılı itibarıyla büyük çapta havalimanlarının sayısı 30, büyük limanların sayısı ise 43 olarak saptanmıştır. Cenova limanı İtalya'nın en büyük, Akdeniz'in ise ikinci büyük limanıdır. 2005 yılında İtalya'da 389 bin birimlik sivil havacılık filosu ve 581 gemilik bir ticaret filosu bulunmaktadır.

Basitliği, herkes tarafından hoşa gidilerek sevilmesi ile dünyaca meşhur olan italyan mutfağı en sağlıklı mutfaklardan birisidir. Coğrafi konumu itibariyle Avrupa'nın harikulade bir yerinde olan Italya, uygun iklimi ile sizlere zeytinyağı için zeytin, şarap için üzüm, makarna ve ekmek için buday gibi doğal ürünleri, sebze çeşitlerini, balık ve dana eti, tavşan, kümes hayvan etleri gibi beyaz et türlerini sunan Akdeniz mutfağının en iyisi ve dünyaca meşhur olanı olması itibariyle bir gurur kaynağıdır.


talya'daki Geleneksel Etkinlikler
Geleneksel festivaller İtalya'nın hemen her kasabası ve köyünde kutlanmaktadır. Bu festivaller bulunduğu yörenin tarihi ve dini olaylarının canlandırılması şeklinde gerçekleştirilmektedir. Bu festival veya bayramların en önemlilerini sizler için derledik. Geleneksel festival veya bayramların tarihleri bulunan yıla göre değişebilmektedir.



AREZZO: "Giostra del Saracino" (At üzerinde mızrak döğüşü - Saracen) Eylül ayının ilk Pazar günü - 13. yüzyıl silahlı şövalyelerin müsabakası.
ASCOLI PICENO: "Torneo della Quintana" (Mızrak döğüşü - Quintana) Ağustos'un ilk Pazar günü - 15. yüzyıl kostümleri giymiş yüzlerce kişinin katılımı ile gerçekleştirilen tarihi gösteri.
CAGLIARI: "Sagra di Sant'Efisio" (St. Efisio Festivali) 1 - 4 Mayıs - Dünyanın en büyük ve en renkli alayı. 1657 yıllarına tarihlenen kostümler giyen bir kaç bin katolik hacısının atlarla, atlı arabaların eşliğinde ve yürüyerek Aziz Efisio'nun heykelinin taşınması.
FLORANSA: "Scoppio del Carro" (Atlı arabanın patlaması) Paskalya Pazarı - Ayin sırasında altardan getirilen makanik bir güvercin vasıtasıyla, Katedral meydanındaki bir havai fişekler piramidi ateşlenmektedir. "Gioco del Calcio" (Futbol Maçı) 24 ve 28 Haziran - Ortaçağ kostümleri ile oynanan bir 16. yüzyıl futbol maçı. Şehrin yüksek bölgelerinde bulunan teraslı bahçelerden ateşlenen havai fişekler.
FOLIGNO: "Giostra della Quintana" (At üzerinde mızrak döğüşü - Quintana) Eylül ayının ikinci yarısı - 600 adet 17. yüzyıl şövalyelerinin kostümleri ile yapılan mızrak döğüşlerinin yeniden canladırılması. Bir gece önce tarihi bir olay canlandırılmaktadır.
GENZANO: "Infiorata" (Çiçek Festivali) Corpus Domini 23 Haziran. Halılar döşenmiş ve çiçeklerle süslenmiş sokaklar boyunca dinsel bir olayın ihtişamlı gösterisi.
GUBBIO: "Festa dei Ceri" (Mum Festivali) 15 Mayıs - Kutsal sandıkların Ingino dağının tepesindeki Kiliseye taşınması olayının yöresel kostümler içerisinde gerçekleştirilmesi. "Palio dei Balestrieri" (Okçuların Palio'su (yarışma)) Mayıs ayının son Pazar günü - Ortaçağ elbiseleri ve silahları ile Gubbio ve Sansepulcrolular arasındaki ortaçağ arbalet (tatar yayı) yarışmaları.
LA SPEZIA: "Palio del Golfo" (Körfez Palio'su (yarışma)) Ağustos'un ikinci Pazar günü - 2000 m. kürek yarışması.
MAROSTICA: "Partita a Scacchi con Personaggi Viventi" (Canlı İnsanlarla Oynanan Satranç Müsabakası) Çift rakamlı Yılların Eylül Ayı - Satranç oyunu kasabanın meydanında ortaçağ kostümleri giymiş canlı taşlarla oynanmaktadır.
NAPOLİ: "Piedigrotta" - 6 ve 7 Eylül - Bir dizi renkli ve harikulade gösteriler - havai fişekler, ışıklandırılmış karnaval teknelerinin gösterileri, Napolitan Şarkı Yarışması.
NOLA: "Festa del Giglio" (Zambak Festivali) 20 Haziranı takip eden Pazar günü - Mecazi anlamlar taşıyan kulelerin geleneksel kostümler içerisinde rengarenk bir ortamda taşınması.
NUORO: "Sagra del Redentore" (Günahtan Kurtulma Bayramı) 28 - 30 Ağustos - Geleneksel Sardunya kostümleri içerisinde rengarenk kutlamalar.
PISA (PİZA): "Gioco del Ponte" (Köprü Savaşı) Haziran Ayının ilk Pazar günü - Bir köprünün ele geçirilmesi için, ortaçağ atmosferi içerisinde gerçekleştirilen, ortaçağ gösterileri ve savaş taklitleri.
ROMA: "Epifania" Piazza Navona'da - 6 Ocak. Onikinci gecenin arife gecesinde, Bernini'nin harikulade anıtsal çeşmelerinin bulunduğu ortamda, oyuncak, şeker ve diğer hediyelik eşyaların sergilendiği bir panayır kurulmaktadır. 24 Mart 2002'de, palmiye (hurma Ağacının) Papa tarafından kutsanması ile başlayan kutsal hafta boyunca bir çok kutlamalar yapılmaktadır. Paskalya'da (31 Mart 2002'de) Papa, tüm dünyayı kutsayarak özel 'Urbis et Orbis''ini vermektedir.
"Festa de Noantri" - 16 - 24 Temmuz - Geleneksel halk dansları ve şarkıları, karnaval gösterileri ve havai fişekleri ile eski Roma'nın folklörü.
SASSARI: "Cavalcata Sarda" (Sardunya usulü ata binme) 1 Mayıs - Bayanlar ve Bayların pahalı ve rengarenk kostümlerle, bazıları at üzerinde, İsa'nın göğe yükselme gününde, 3000 kişiden fazla insanın katılımı ile gerçekleştirilen geleneksel gösteriler.
SIENA: "Il Palio" (At Yarışı) 2 Temmuz ve 16 Ağustos - Eğersiz at yarışı ve gösterileri. Palio (Bayrak/Sancak) için yarışan katılımcılar, 'contrade' olarak adlandırılan şehrin eski mahallelerinin sakinleridir. Rengarenk hareketli ortaçağ törenleri ve hata affetmeyen hünerler.
Dünya'nın en canlı ve heyecen verici gösterilerinden birisi olan Palio'yu izlemek isteyen binlerce ziyaretçi ortaçağ Siena'sını tıka basa doldurmaktadırlar. Göz kamaştırıcı ortaçağ kostümleri giyen sürücüler, şehrin mahallerini (contrade) temsil etmekte ve Siena'nın harikulade güzel ana meydanının (Piazza del Campo) çevresinde, vahşi bir ortamda, atların saçlarından tutarak ve tamamen gerçek bir at yarışındaymış gibi ciddi olarak rekabet ederken tehlikeli bir şekilde koşarlar.
VENEDİK: 24 Nisan 2002 San Marco (St. Mark) bayramı. "Il Redentore" (Günahdan Kurtulma Bayramı) Temmuzun üçüncü Pazar günü - Gondolların gösterileri ve 1575 yılı salgın hastalığının son bulması anısına yapılan kutlamarın yıldönümü. "Historical Regatta" Eylül Ayının ilk Pazar günü - Venedik Cumhuriyetinin bir gösterisini takiben iki adet kürekli gondol arasındaki geleneksel rekabet. "Venedik Karnavalı" Şubat Ayının son iki haftası (1 - 14 Şubat 2002) - Geleneksel kostümler ve maskeli kutlamalar. Sokaklarda ve meydanlarda eğlenceler. Müzik, pantomimciler, havai fişekler.
VIAREGGIO: Şubat Ayının 1. ve 2. haftasındaki Karnaval Kutlamaları. 1 - 14 Şubat 2002. Karnaval kutlamalarının en önemli bölümü, harikulade ve rengarek teknelerle yapılan gösterilerdir.
24 haziran'da GENOVA ve TORİNO şehirlerinde St. John the Baptist (San Giovanni Battista) adına yapılan kutlamalar; 15 Temmuz PALERMO (S.ta Rosalia) kutlamaları ile Palermo'lular şehirlerinin koruyucu azizi adına eşi ve benzeri görülmeyen festivaller düzenlemektedirler; 4 Ekim BOLOGNA (St. Petronio); ve 7 Aralık MILAN (St. Ambrose) kutlamaları.


Her yıl Şubat ayında, " Karem" yani büyük perhiz öncesi (Paskalyadan 40 gün önce) Pazar,Pazartesi, Salı (perhiz öncesi üç etli gün) eğlenceler düzenlenir. Eğlenceler Çarşamba günü doruğa ulaşarak sonlanır. Katolik dünyasında önem verilen bu kutlamalar, karnaval geleneğinin devamıdır. Bu dönemde günlük yaşam kuralları kalkar, eğlence hat safhaya çıkar. Bu karnavallarda sosyal statülere bağlı kalmamak ve sınıf farklarını kaldırmak için maske takma geleneği Venedik'te hala sürmektedir. Ayrıca 2 yılda bir yapılan Venedik Bienali, film ve müzik festivalleri kentte sürekli kültürel ve sanatsal etkinliklerin yaşanmasını sağlar.
Biz şimdi otobüsten veya trenden indiğimiz noktadan gondola binip Kanal'da ilerlemeye başlayalım. Kanala girişte hemen solda Santa Lucia Tren İstasyonu bulunur. 1846 yılında tamamlanmıştır.

İstasyon binasının sağında St.Simeon Picello Kilisesi'ni okside olmuş bakır kubbe kaplamasıyla ayırd edebilirsiniz. Kubbe üzerinde bağışlayıcı olarak Hz.İsa'nın heykeli bulunur. Girişi oldukça etkileyicidir. 18. yüzyıl Neo-klasik Üsluptadır. Merdivenleri suyun içine girmiştir.

Bu ilk kiliseyi geçince Büyük Kanal üzerindeki üç köprüden ilki olan Ponte degli Scalzi (İstasyon Köprüsü) ile karşılaşırız. Köprü 1858 yılında metal olarak yapılmış, 1934 yılında ise beyaz taşla kaplanmıştır. Köprünün sol tarafında Barok Üsluptaki cephesiyle Santa Maria di Nazareth Kilisesi'ni görebiliriz.
Aynı sırada San Geremia Kilisesi Venedik'teki en eski yapılardan biridir. 13.yüzyılda yapılmıştır fakat 1760 yılında onarım görmüştür. Kilisenin Romanesk Üsluptaki Çan kulesi şehirdeki en eski tarihli yapılardandır. San Geremia Kilisesi ve Çan kulesi sırasında bir 18.yüzyıl yapısı olan Palazzo Labia (Patrik Sarayı) yer alır. İçinde fresk süslemeler bulunan bu sarayın köşesinde St.John'un bir heykeli yer alır.

San Marco
Bakışlarımızı yine solda tutarsak kentin 2.büyük kanalı olan Cannaregio Kanalı'nın başlangıcını görebiliriz. Şimdi sağa dönelim Venedik'te Bizans Üslubunda yapılmış bir bina, Fondaco dei Turchi karşımıza çıkacaktır. İki sıra kemerli cephesi ve köşelerde yükseltilmiş kulevari katları ile ayırt edebilirsiniz. Bina 12. veya 13.yüzyıllara tarihlendirilmekteyse de 19. yüzyılda büyük bir onarım görmüştür. Günümüzde Müze olarak (Museum of Natural History) kullanılmaktadır.
Rio delta Maddelena' yı geçiyor ve sol tarafta Rönesans Üslubundaki Plazzo Vendramin Calergi' yi görürüz. Richard Wagner 13 Şubat 1883 tarihinde burada ölmüştür. Hemen ardından 17.yüzyıla tarihle nen Palaza Rounda , Palaza Gussoni Grimani della Vita , Palazetto Boldu ve Palazzo Contarini-Pisani binaları sıralanır. Bu binaların karşısında ,sağda yine bir 17.yüzyıl, Rönesans Mimarisi uygulaması olan Ca' Pesaro 1679-1710 yılları arasında inşa edilmiştir. Mimarı olan Baldassare Longhena binayı tamamlayama endişesi yüzünden ölmüştür. Ca'Pesaro günümüzde Müze olarak (The International Galleri of Modern Art and The Oriental Art Museum)

Aynı istikamette, sağda Plaza Corner della Regina 1724 yılında, Klasik Üslupta yapılmıştır.Günümüzde Bankalar Birliği Binası olarak kullanılmaktadır. Yine solda Büyük Kanal' ın dikkate değer bir başka binası Ca'd'Oro 'dur (Golden Hause) . Bu bina birçok kez el değiştirmiş , sık sık onarım görmüştür. Asıl yapılış tarihi 1440 yılıdır. Binada Bizans Sanatı etkileri ve Gotik Üslubun unsurlarını görebilirsiniz. Diğer bir yapı, aynı sırada Palazzo Sagredo'dur. 14.yüzyıl Gotik Üslupludur. Kanalın karşısında iki katlı tuğla bir bina dikkati çeker Pescheria (balık pazarı) binası 1907 yılında yapılmıştır.

Rialto Köprüsü
Kanalın diğer yakasında ise Palazzo Michiel dalle Colonne, bolca kullanılmış kolonlu cephesiyle ayırt edilir. Michiel, Doğundan Venedik'e çeşitli ürünlerin yanı sıra bol miktarda antik şehirlerden topladığı sütunları da getirmiştir. Bunların büyük bölümü St Marco Meydanı'ndaki kilisede ve ayrıca kendileri için yaptırdıkları bu binada kullanılmıştır. Yolumuza devam ediyoruz, Büyük Kanalın sağında Fabbriche Nuove di Rialto etkileyici geniş bir cepheye sahiptir. 1552 yılında yapılan bina Rönesans Üslubu'ndadır.Bina bir ticari merkez olarak kullanılmıştır. Bu binanın yanında meyve ve sebze satılan açık pazar yer alır.Pazar yerinin bulunduğu bu bina Fabbriche Vecchie di Rialto binasıdır. 1522 yılında Mahkeme binası olarak yapılmıştır.

İki fabrikayı cepheden gören Ca'Da Mosto Venedik'te resmi yapılacak kadar güzel binalardan biridir. Venedik-Bizans Üslubunda'ki bina 13. yüzyılda yapılmıştır. Büyük Kanal bu noktada sağa doğru kıvrılır ve biz sol taraftan ilerlerken gözlerimiz Ponte di Rialto köprüsüne takılır. Bu arada solda Fondaco dei Tedeschi binasını (Alman Antreposu) da gözden kaçırmamalıyız. Gördüğümüz bu bina 1515 yılında yanan daha erken tarihli antrepo binasının yerine yapılmıştır. Tepesindeki beyaz mazgalları ve dairesel kemerlerden oluşan girişi ile tanınır. Sağda Palazzo dei Camerlenghi Venedik'in hazine binası (St.Marco Cumhuriyeti Hazine Binası) ve finans merkezidir. 16. yüzyılda yapılmıştır.
Rialto Köprüsü'nün sağında bir 16. yüzyıl yapısı olan Palazzo dei Dieci Savi Rönesans mimarisi üslubundadır. Biraz önümüzde sol tarafta 13.yüzyıl yapısı olan Palazzo Loredan ve 12.yüzyıl yapısı olan Palazzo Farsetti (Venice Town Hall) tipik Bizans Mimarisi Üslubundaki yapılardır.

Aynı kıyıda bir başka 16. yüzyıl binası Palazo Grimani (Venedik Temyiz Mahkemesi) ve Palazzo Papadopoli binaları yer alır. Bir sonraki bina 15 yüzyılda yapılmış ve Milano Dükü Fracesco Sforza' ya ait olan Gotik Üsluptaki Palazzo Bernardo 'dur. Sağ taraf ta etkileyici bir 15. yüzyıl binası Plazzo Pisari 'nin merkezinde bulunan pencere girift motiflerle süslenmiştir.

Yine sağda Plaza Balba (Kanal kıvrımındaki Saray) ve Gotik üsluptaki Ca'Foscari binaları görülür. Ca Foscari Frencesco'ye ait bir antrepo binasıyken günümüzde Venedik Üniversitesi'ne aittir (Economics and Business School of the University of Venice) Biraz ileride sol sırada bir 18.yüzyıl yapısı olan Plazzo Grassi bulunur. Grassi ailesi için yapılmıştır bugün bir Moda Okulu dur. Plazzo Grassi'nin karşısında sağda klasik Venedik mimarisinin güzel bir örneği olan Palazzo Rezzonica 18. yüzyıl Venedik yaşamını gösteren bir müze olarak korunmaktadır. Yine sağda bu binanın biraz uzağında 15.yüzyılda Gotik Üslupta yapılmış olan Palazzo Loredan dell'Ambasciatore ve bunun karşısıda Palazzo Failer bulunmaktadır. Karşımıza Büyük Kanaldaki 3. köprü olan Ponte dell'Accademia çıkar. 19. yüzyılda yapılmış olan köprü 1930 yıllarda bugünkü şeklini almıştır. Metal ve ahşap malzeme ile yapılmıştır. Kanal biraz sonra St.Marco Meydanı önünde sonlanır.

Bu noktada karşımıza Venedik Liman İşletmeleri Binası çıkar. 15.yüzyılda yapılan bu bina 18. ve 19. yüzyıllarda Resim ve Heykel Akademisi olarak kullanılmıştır. İçi de bu dönemden kalma fresklerle süslüdür.
Banka ve Dükkanların Açık Olduğu Saatler:
Bankalar. Hafta içi her gün 08:30 -13:30
ATM makineleri bütün şehirlerde mevcuttur.
Müzeler: 09:30-14:00.
Birçok müze Pazartesi günleri kapalıdır.
Dükkanlar: Pazartesi-Cumartesi günleri arasında 09:00- 13:00 /
15:30-19:00. Temmuz ve Ağustos ayları süresince cumartesi öğleden sonra ve pazartesi sabahları kapalıdırlar.
Voltaj Düzeyi: 115-220 Volt.

KDV: 1talya'da eğer bir mağazada tek seferde 300,000 liretin üstünde bir harcama yaparsa vergi iadesi alma hakkına sahip olunur. Bu haktan yaralanmak için pasaport
ve ya kimlik kartları ile beraber alışveriş yapılan mağazadan damgalı bir fatura alınmalıdır.
Bu faturayı havaalanında tax-office'de işletmelisiniz. Vergi iadeleri ya kredi kartlarına işlenir ya da adresinize bir çek gönderilir.

Bahşiş: Restoranlarda Bahşiş hesaba dahil olsa da %5 kadar bir Bahşiş vermeniz iyi olur. Otellerde de Bahşiş size aittir

NE ALSAK?
İtalya en ünlü tasarımcıların, en ünlü butiklerin ülkesidir. Milano, Venedik, Floransa; İtalya’da modanın kalbinin attığı şehirlerdir. Valentino, Ferre, Ellesse gibi dünyaca ünlü İtalyan markalarını kendi ülkesinde bulmak, İtalyan imzalı bir takım elbiseyi buradan almak size çok büyük bir keyif verecektir.
Küçük butikleri Floransa’da, dünyaca ünlü moda evlerini Venedik’te ve hem küçük butik hem büyük mağazalar ve ünlü markaları bir arada bulabileceğiniz yer ise; Milano, "Corso Vittorio Emanuello" ve "Via Monte Napoleone" caddeleridir. Güzel bir kumaş alıp yetenekli bir terzinin ellerinden çıkmış bir elbise giymek isterseniz adresiniz, Floransa’da bulunan "Tornabuoni Caddesi" olmalıdır.

İtalya’da eğlence demek Venedik’te düzenlenen karnaval demektir. Rengarenk kostümler, herkesin yüzünde maskeler, şubat ayında düzenlenen bu eğlenceyi görebilmek için dünyanın dört bir yanından turistler akın akın buraya gelmektedir.
İtalya gibi kosmopolit bir ülkede sadece Viyana karnavalıyla eğlence kavramını sınırlamak oldukça yanlış olur! İtalya'nın her şehrinde bulunan gece kulüpleri, bar ve diskolarda oldukça eğlenceli saatler geçirebilirsiniz. Ancak İtalya'da gece dışarı çıkarken kıyafetlerinize biraz dikkat etseniz çok çok iyi olur! Gündüz gezip dolaşmak için rahat bir şeyler giyin, fakat gece dışarı çıkarken daha şık kıyafetlere ihtiyacınız olacaktır.
İTALYA DA ULAŞIM
Şehirler arası ulaşım için, metro ağını kullanabilirsiniz. Milano, Roma gibi büyük şehirlerde metroyu kullanarak çok daha ucuza yolculuk yapabilirsiniz.
Şehir içinde ise taksi bulabilmeniz kolay, şehrin merkezinde tren istasyonlarının çevresinde bulunan taksi durakları sayesinde çok rahatlıkla taksi bulabilirsiniz. Otoyolları ise oldukça rahat bir ulaşım sağlayabileceğiniz şekildedir.
Gör:Roma aşk çeşmesini gör.
Gez: Gondolla Venedik’i gez.
Eğlen: Venedik karnavalında eğlen.
Satın al:Venedik tarzı cam eşyalar satın al.
Tadına bak: Ünlü İtalyan şaraplarının tadına bak.
Hayran kal: Pizza Kulesine hayran kal.