Sizde benim gibi bir Temmuz sabahı uyanıp artık gidecek bir okulunuzun olmadığının farkına mı vardınız? Üniversiteyi bitirdiğiniz sene tüm Dünya'da ekonomik kriz mi çıktı? Artık bir yetişkin olduğunuzu kanıtlamak istiyorsunuz ama elinizde ekonomik özgürlüğünüz mü yok?

İşteeee bende aynı sorunlar yaşamaktayım ve bu sorunlara çözüm aramaktayım :)

6 Mayıs 2010 Perşembe

Sydney'li günler

Sydney'e geleli neredeyse 4 gün oldu ve hareket hiç durmadan devam ediyor...

Uçaktan indiğimde Ceyhun'la Mertim beni karşıladılar. Arabayla evin yolunu tuttuk. Midem aşırı bulanıyordu. Eve vardığımızda bizi Melodi karşıladı evi gezdim ve hemen yatağa yattım... Eşyalarıma hiç dokunmadan...

3 Mayıs 2010...

Sabah erken uyanıp bankaya gidip hesap açtırdım. Commonwealth'ten. China Town'a indim elimdeki doları bozdurdum. Burada öğrendimki bankalarda para bozdurulmuyormuş komisyon alıyorlar. En iyi yer China Town. Sonra 3 operatör gezip vodafon'da karar kılarak hem mobil modem hemde telefon hattı aldım bunların hepsi için pasaportunuzun yanında olması gerekiyor. Sydney çok pahalı bir şehir ve hazıra dağ dayanmıyor :)


4 Mayıs 2010...


Ikeaya gittim oda Türkiye'deki gibi saat 10'da açılıyor. Taksi çağırmak için phone boxlar var. Taksiler burada dakka başı hesabıyla çalışıyorlar. km olarak değil. İçki marketlerde satılmıyor. Ayrı yerleri var Beer Wine Spirits. Yüzlerce şarap türü ve yüzlerce meze türü var. Thai mutfağı burada çok tutuluyor aynı zamanda bir çok kebapçı amcada burada mevcut.

5 Mayıs 2010

Sydney'de ilk defaa çok soğuk bir gün geçirdim evden akşama kadar çıkmadım. Hava yağışlı rüzgar ve çok soğuktu. Akşam iş çıkışı Ceyhun gelip beni okuyacağım okula götürdü. İçeri girer girmez ilk duyduğum cümle Türkçeydi. Sınıflarda Only Enlish Zone yazıyor :)
Okulda şöyle bir gezindikten sonra Harbor Bridge altına gittik ben fotoğraf çektim. Dönüşte şehrin içinde İtalyan mahallesine gidip kahve içtik. Buradaki kahveler daha lezzetli. 


6 Mayıs 2010


Sabah 10'da evden çıkıp bankaya gidip internet şifremi aldım. Hava güneşli olmasına rağmen soğuktu ama öğlenden sonra sıcaktan bunaldım. Şehre indim  30 dakka sürüyor benim evimden sehir merkezi otobüsle. China Town'dan başlayarak önce Sydney Tower'a yürüdüm. 50 dolarlık bir kampanyaya denk geldim içinde akvaryum, vahşi park ve kule var. Kule'den çıkıp Darling Harbor'a yürüdüm. Akvaryum'a girdim arkasındanda Vahşi parka. Hepsinin girişinde fotoğrafınızı çekiyorlar 25 dolara çıkışta satıyorlar. Ben almamayı tercih ettim. Bu arada Avustralyalılar çok kibar insanlar, yardımsever ve özür dilemesini çok seven tipler :)


Yolların tersliğine alışmaya başladım. Birde prizlere alışabilsem... Ben Vahşi Park'tan çıktığımda Ebru yanıma geldi beraber Opera House gittik fotoğraf çektirdik, eğlendik, yemek yedik, birazcık alışveriş yaptık Ebru bana indirim mağazalarını öğretti :) sonra otobüse kadar eşlik edip ayrıldık. Eve geldim fotoğrafları face yükledim. Blogumu yazdım ve artık yatıyorum bugün çok yoruldum ama Sydney'i görmek herşeye değer :) Sevgiyle kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder