Sizde benim gibi bir Temmuz sabahı uyanıp artık gidecek bir okulunuzun olmadığının farkına mı vardınız? Üniversiteyi bitirdiğiniz sene tüm Dünya'da ekonomik kriz mi çıktı? Artık bir yetişkin olduğunuzu kanıtlamak istiyorsunuz ama elinizde ekonomik özgürlüğünüz mü yok?

İşteeee bende aynı sorunlar yaşamaktayım ve bu sorunlara çözüm aramaktayım :)

4 Mayıs 2010 Salı

Sydney'e Gidiş

19.30'daki uçağım için evden 16.00'da çıktık. Veda etmeye Sevil, Gökhan, Pınar, Fatih, Eda, Esma, Ozhan ve Çiğdem geldi son gün. Araba'da ben, annem, abim ve Esma vardık, 1 Mayıs nedeniyle yollar pek bir boştu. 17.00 gibi havaalanındaydık. İçeri girdik Emirates aramaya koyulduk A kısımındaymış oda en sağda oluyor. Valizlerimi verdim 33.5 Kg normal valizim, 15 kg el valizim vardı. 18.30'da öğrendim ki 1 saat önceden gatelerde olunması gerekiyormuş apar topar girdim içeri düzgün bir veda bile edemedim bizimkilere...

Bir yığın güvenlik aşamasından geçtim. Laptopları yanınıza alın problem çıkabılıyor. Birde benim kredi kartım olmadığı için ben o fırsatı kaçırdım ama sizin varsa Pasaport kontrolünden sonra kredi kartınızla bedava yemek yiyip içebiliyormuşsunuz.

Uçağa bindim nitekim... Türk bayrağını son kez görecek olmak beni bıraz burktu ... Hiç Türkçe bir şey duymayacak olmamda...

Emirates'in yemekleri güzel değişik aparatifler veriyor. Dubai'ye gidene kadar sadece kulaklık ve battaniye veriyor. Ist-Dubai arası 4 saat sürüyor ama havaalanı o kadar büyükki uçak durana kadar giriş kapısından çok uzaklaşıyorsun. Ve seni otobüslerle terminalin içine götürüyor 10 dakika filan sürüyor. Hava gece 1'de dahi çok sıcak. Kontrolden geçip merdiven inip asansörle yukarı çıkıyorsun... Ne alıcaksanız Dubia'den alın orası hem dolarla çalışıyor hemde çookkk daha ucuz.... Atatürk'te euro ve çok pahalı...


Anonslar Arapça..İngilizce anons beklemeyin boşuna, ben o hataya düştüm ama allahtan alıcak birseyim olmadığı için doğrudan infoya gittim. Aram 1 saat 35 dakika olarak gözüksede uçağa giriş kapısına gittiğimde Gates closed yazısıyla karşılastım...


Öyle hızlı hareket etmeye çalışmışmışım ki el valizim anahtarı kırılmış... Bu arada diğer valizim direk sidneye gidiyor, aktarmada valizi almıyorsunuz. Allahtan birde onunla uğraşmadım.


Sydney uçağına bindim... Ben şahsen uçakları çok daha büyük bekliyordum ama normaldi. koridordan tek kişilikti. Tuvaletleri güzel, temiz ve genişti. Yemekleri daha kötüydü aç kaldım... Ama daha çok alternatif var müzik ve film açısından 14 saatlik yol için belkide... Uçakta bir set veriyorlar; içerisinde uyku gözlüğü, diş fırçası ve macunu ve çorap. 


20 saate yakın uçtum... Indiğimde hiç uyumadığımı fark ettim. 34 bin feet'i gördüm. Güneş doğarken simsiyahlıkların ortasında gökkuşağı gibi renklerin dans edişi muhteşemdi.
Uçaktan inerken bir form veriyorlar eğer eksik ve yanlış doldurursanız cezasını ödersiniz. Taze meyve, süt ürünleri, tahtayla ilgili aletler ve heykeller yasak. Benim elimdeki peynirlere el koydular. Türkiye yasaklı ülkeler arasında hala. Hastalık taşıma ihtimali olduğu için. 
Pazar günü akşam 10'da Freeshoplar kapalı havalanının dışındaki exchange açık sadece.


Böylelikle Sydney'e yorucu ve atraksiyonlu bir giriş yaptım... Bakalım başka neler bekliyor beni...








1 yorum: