Biliyorum blogumu çok ihmal ettim ama yapcak o kadar çok şey varki....Blog yazmaya vaktim kalmıyor.
Ramazan başlamış hatta bitmiş bile çoktan bayram ayrı bir buruk...Gurbet ellerde tek başına geçilen bir bayram en zoruymuş. En yakın zamanda Sydney ve maceralarim hakkinda uzun ve detayli bilgilendirme yapicam sizleri zaten ne zamandir istiyordunuz. Nasil gelindiği hakkında bilgilendirme yapmıştım ama asıl önemli olan geldikten sonraki süreçmiş. Hayat hiçbir yerde olmadığı gibi buradada toz pembe değil ama insan inandığı şeyler uğruna müthiş hatalar yapmaz mı? Eğer birgün Sydney'e gelmeye karar verirseniz, ekonomi nasıl yapılır adlı makaleler okumaya başlamalısınız, çünkü burada paranın hiç bir değeri olmadığını, yaşayarak çok kötü birşekilde öğreniyorsunuz. İngilizcenizin süper olmasına gerek yok nede olsa Avustralya'da yaşayan insanların büyük bir kısmı göçmen :) City tamamen Asyalılara ait gibi birşey. North kısımda Avustralyalıları bulmak mümkün. Bondi taraflari Latinlerce benimsenmiş durumda. Kendinizi nerede rahat hissediyorsanız orada olun :) Ben City'de olmaktan memnunum; heryere yakınlığı, ulaşım özgürlüğü, tren kaçtı veya otobüs en son kaçta var gibi cümleleri kurmamak için ideal. Tabiki maliyet açısından da önemli bir faktör çünkü toplu taşıma araçları biraz tuzlu. Bugünlük benden bu kadar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder